En sevdiğim market birasını açtım, köpürte köpürte doldurdum buzlukta beklettiğim bardağıma. Önce köpüklerin sönmesini bekleyeceğim. Bekleyemeyen sabırsızlara pamuktan bıyık takarak onları ele verecek biram. Şişede hapsolmuş gaz molekülleri, biramın sarısında özgürlüklerine kavuşmak için hızla yükselirken bazıları benimle yeni bir maceraya çıkacak. Onları önce usulca öpüp mest edeceğim ve ardından sık tuvalet ziyaretlerimde onlara elveda edeceğim. Yine de şişede beklemelerine değer bir macera olduğunu umuyorum.

Biramı afiyetle içerken, seni düşüneceğim. Neyini düşündüğümü bilmeden, yüzünü aklıma getirmeden seni şimdiki zamanıma katacağım. Güzel anlarda güzel şeyler düşünür insan. Belki de sırf bu yüzden, seni düşüneceğim. Seninle ne hayaller kuruyorum, ne de planlar yapıyorum. Geleceğim seni oraya yerleştirmeme izin vermeyecek kadar özgür. Belki evet, seni aramıyor gözlerim yarınlarda ama yine de seni bekliyorum. Penceremin önündeki ortancaların arasından çıkarsın belki, ya da telefonumda arama kaydına düşersin. Penceremin önünde telefonum elimde bekliyorum seni. Gelirsen, sana da bir biram var.

Belki yetişirsin diye, biramı yavaş yavaş yudumlarken belirsizliğin heyecanı içinde sarhoş oluyorum. Belki de gelmemelisin, kim bilir? Beklemeye değer maceralara aşığım.

Bu nasıl bir his biliyor musun? Gitmek için gün saydığım seyahatlerim yaklaştıkça içimi bir heyecan kavurur. Bilinmezliğin çekiciliği ve endişesi tutuşurlar bir kavgaya. Başıma kim bilir neler gelecek?
Beklemek gerçekten sancılı olabiliyor, uykusuz geceler ve vedalaşmalar da cabası.
Beklemek gerçekten enerji verici de olabiliyor, uykusuz gecelere rağmen dinç uyanmalar ve vedalaşmaları acılı kılan güzel bağların varlığıyla zengin hissetmek de getirisi.

Yine de iyi ki anneler var. Annem her zaman der ki, “Benzinin varsa istediğin kadar kaybol yollarda, elbet bulursun gideceğin yeri. Benzinin kalmazsa da bir alo de, biz geliriz.”. Öyleyse, kaybolalım gitsin be.

Geleceği merakla bekliyorum, içinde sen ol ya da olma. Geleceği biçime sokmadan, ürün yerleştirme yapmadan tüm ihtimalleriyle bekliyorum. Her gün yüzüm güneşe gülerek bakıyorsa, umutsuzluk depresyonlarıma eşlik etmiyorsa, bu, bekleyişin büyüsünden.

Biramın sonuna geldim. Öteki şişeyi şimdi açmayacağım. Onu başka bir güzel gün için bekleteceğim. Hem o hem de ben, beklemeye değer maceraların peşindeyiz.