Yüzün yavaş yavaş siliniyor zihnimden
Uzaklardan bir hissin sanki içimde yer eden..
Rakı masamdan mezelerini kaldır tavernacı
Sevgilimin yokluğunda sek içeceğim bu akşam.

***

Önce hangimiz girdi diğerinin aklına?
Talihsiz bir sohbete mahkum oturuyorum yeşil kadife koltukta.
Uzun boylu ve yakışıklısın, önümden geçerek içeri giriyorsun,
Duraksadığın adımlarının birinde usulca değiyor bakışlarımız

Belki senin belki de müziğin peşinden giriyorum salona
Güzel bir tanda, rondaya karışmaya can atıyorum.
Kalabalık vasfını yitirmiş, sadece seni görüyorum
Davetimi bekliyor gibisin, piste doğru beni takip ediyorsun.

***

Sıradan bir dans değil istediğim, seninle olanmış meğerse.
Sana sarılıyorum ve ilk adımımızı atıyoruz.
Baş başa bir dansla tutuşuyoruz
Göğsünde müziği dinliyorum, elim avcunun içinde.

***

Yanına ben geldim sonradan, ama sen çağırdın
Kalbini duydum, kibar ve meraklıydın.
Oldum olası sevdim bu kalp oyunlarını.
Geldim, çünkü ben de seni merak ettim.

Aşk derler ama yanılırlar. Meraktır aslında,
Zihinde peydahlanıp kalbin kalibresini bozan
Umuda dönüşüp aşka sıkıştıran, ve
Dudaklarımızı karanlık bir Karaköy sokağında mühürleyen.

***

Marquez’in Kırmızı Pazartesi’ni bekler gibi bekledik ayrılığı
Bu yüzden hiç başlamadık, hep kaldığı yerden devam ettik
Bitmeyen seksler, bitmeyen geziler, günler..
Ta ki bir vapura uğurlayana kadar seni.

Kokun Boğaz’ın melteminde iyice mayhoş
İki biradan değil, senden dolayı sarhoşum sevgilim
Arkamdan sarıldın bana, martıları izliyoruz..
Saçımda öptüğün yerlerde yasemin çicekleri açıyor
Derin bir nefes alıyorsun kokumdan,
Kolların daha da güçlü sarıyor bedenimi,
Korkma, gitmeyeceğim bir yere, seni bekliyorum,
Erguvanları da birlikte izleyeceğiz baharda..