Kapı

Kapının çalındığını duydum. Açtım, baktım, yoksun. Oysa biraz önce oradaydın, biliyorum. Kapının kolunda sıcaklığına rastladım. Odama kapının altından süzülen odunsu turunçgil kokunu tanıdım. İşte buradaydın, kapımın önünde bekledin ama sana kapıyı açmamdan korktun. 

Sana daha bir hafta önce bir kapıyı açmıştım. Geç denemeyecek ama uykuya hazırlandığım bir saatte telefonumun yanıp sönen ışığı haber verdi geldiğini. Önce görmezden geldim, çünkü senin geldiğinden habersizdim. Sevenlerimin hatrına, bir güzellik yapmak adına, kabarık saçlarımı omzuma örterek soğuk koridoru geçtim, paçalarımı hafif yukarı çekerek merdivenleri indim. Kapının öte yanından silüetin önüme sere serpe uzanmıştı. Beni yatağımdan çıkartan bu yabancının tüm bedenini ezerek, kapı kolunu çevirip içeri buyur ettim. Yüzüme takma bir gülümseme yerleştirip, basit bir ‘selam’ verdim. Oysa aklımdan geçen şuydu: Senin Endamın Lokmasıdır Aşk Meyvemizin. 

Farklı coğrafyalardan geldik birbirimizi tanımaya. Yalnızca mevsimlerimiz bir seninle. Belki biraz da isimlerimiz.. Tenine her geçen gün biraz daha alıştım. Dokunduğun yerlerde kıyafetlerim yandı tutuştu. Bugün arkama oturup saçımla oynadığında, buklelerim heyecandan bozuldu. Omzuna yaslandığımda, beni sıcacık sarmaladın, pirincini  taşıran sarma gibi savruldum olduğum yerde. 

Dönerken, yolu uzatıp durduk birlikte. Binaya girdiğimizde, koridor hiç bitmesin, merdiven üst kata hiç ulaşamasın istedim. Tüm dileklerim boşa düştüğündeyse, sensiz odaya girmek canımı acıtmasın diye koşarak geldim odama.

Kapıyı çaldın, ama açılıp açılmadığını bekleyemecek kadar çekiniyordun gerçeklerimizden. Kapıyı çaldın, ama hemen açamayacak kadar çekiniyordum ‘biz’den. Ben ayı, sense güneşi sobelemenin peşindeyken, bugünü düşünüp iç geçireceğiz. Senin beklemeyi öğrendiğin, benim ise tereddüütlerden sıyrıldığım gün; bir başka kapıyı aralamak umuduyla..

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *