Bedenin kaçamak hareketlerle yaklaşmaya yelteniyor fakat bir türlü cesaretini toplayamıyor. Aklında kim bilir hangi flörtöz endişeler, iç hesaplaşmalar var. Bir süre koltuğun iki ucundan birbirimize bakıyoruz, gülümsüyoruz, konuşuyoruz. İlk dokunuş nerede, nasıl, ne zaman gerçekleşecek? 3N bilinmezliğinin gerilimini iliklerimizde hissediyoruz.
Çok değil iki hafta önce tanıştık. İflah olmaz hastalığımın çok sevdiğim odamda sabrımı sınadığı gecelerin birinde mor koltuğumda dinlenmekle meşgulken beni dünyamdan çekip çıkardın. Dinlenmek pek çokları gibi bir beyaz yakalı için de ciddi odaklanma gerektirir. Nazım der ya, “İşin gücün yaşamak olmalı!”, işte vücudumdaki çirkin savaşı organize eden organizmalarla canla başla çatışırken düşündüğüm tek şey bu mısraydı ve bir de senin yazdıkların. Ne sesin ne de bakışların bana ulaşıyordu. Güzel beynine, kibar diline, profil fotoğrafına abayı yaktım.
Bizim aşkımızın dili de bir merhaba ile başladı.