Renklerim

Mor

Önce yanağını öpüyorum. Yetmiyor bir tane, elmacık kemiklerinin üzerinden öpüyorum bir de. Çok şapşalım! Sadece iki tane yeter sanki! Yüzünün her yerinden, tekrar tekrar öpüyorum seni, yine de doyamıyorum. Lokum gibi dudakların sana açlığımı biraz yatıştırıyor ve göğsüne doğru süzülüyorum. Sağ omuzunla kalbinin arasında bir yerde, göğsüne başımı dayıyorum. Saçlarımdan öpüyorsun beni; elin sımsıkı belimde, kokun burnumda uykuya dalıyorum..

Kırmızı

Müzik başlıyor ve gözlerim seni arıyor. Sen kalabalığın içinden sıyrılıp bana geliyorsun. Tişörtünü yeni değiştirmişsin, sadece sen kokuyorsun ve birazdan benim de kokum sinecek üzerine. Sana her sarıldığımda, göğsünde eriyorum. Sıcaklığından değil şapşal, aşkından eriyorum. Sol avcun beni dansa davet ediyor ve hemen karşılık veriyorum. Nazlanamıyorum ki sana, kapılıveriyorum hemen. Müziği dinliyorum ve seni, bizi hissediyorum. Kolun bedenimi uçtan uca sarıyor ve sağ göğsümün kenarına kadar taşıyor. Heyecanlandırıyorsun beni, daha da sokuluyorum sana. Bir elim avcuna teslim olmuş, diğeri saçlarının arasında kayıp. Sevgilim, seni nasıl sevdiğimi, seni nasıl istediğimi hissediyor musun sen de?

Sarı

Seni izliyorum.. Heyecanla bir şeyler anlatıyorsun bana. Can kulağıyla dinliyorum seni, ama inan, öyle zor ki.. Ne kadar tatlı olduğunu düşünmeden edemiyorum. Anlatırken, gözlerin ışıl ışıl. Neşelisin, yanakların bir an olsun düşmüyor, yüzünden gülümseme eksik olmuyor. Anlatırken, dalıp gidiyorum sana. Arada bir durup, ta içime kadar bakıyorsun bana ve söylediklerine tepkimi merak ediyorsun. Yoksa utandırdım mı seni bakışlarımla? Gözlerini kaçırdın yine, yakalanmaktan korkar gibisin. Nereye kaçarsan kaç! Çocuksu utancını şefkatimle sarıp sarmalarım. Sevilmekten korkan hassas kalbini yakalayıp kendiminkine katarım.

Mavi

İstemeden ama bilerek incitiyorsun beni. Tek hissettiğim hüzün, sözlerinden dolayı değil sevgilim. Ben yalnızca, seni incitmek istememiştim. Korktun, biliyorum, sandığın gibi olmadığını söyledim bir şeylerin. Afalladın ve kırgınlığını çirkin sözlerinle örtbas etmeye çalışıyorsun. Kırıcı sözlerine kızamıyorum ki! Seninki nafile bir çaba, görüyorum çünkü seni. Hassas ve yüzüstü bırakılmaktan yılmış kalbini görüyorum. Bana duyduğun uçsuz bucaksız güveni ve onun sarsılmasından duyduğun korkuyu anlıyorum. Seni incitmeyi istemiş olabileceğime bu kadar kolay ikna olmanı, beni aniden bir yabancı gibi görmeni kaldıramıyorum, ve bir an sana öfkelenecek gibi oluyorum. Bu kadar aptal nasıl olabilirsin sevgilim? Seni bu kadar sevdiğimi bildiğin halde nasıl beni uzak tutmaya çalışabilirsin? Titrek sesin düşüncelerimi dağıtıyor ve yumuşatıyor kalbimi. Sen, üzerine bu kadar titrediğim güzel şey, gel, sokul koynuma. Bütün endişelerini ve yanlış anlamalarını şefkatle saracağım. Ürkek kalbin, söylediğin çirkin sözlerin telafisi elbette ki olamaz. Korkma benden, ve bana hislerinden. Bırak, geleyim sana ve samimi bir özürle gönlümü al, barışalım.

Yeşil

Yanlış bir soru sordun bana ve sana ihtiyacım olmadığını söyledim. İncittim mi seni? Oysa yokluğunu sormalıydın bana. Sensizliğin ızdırabını sormalıydın.. O zaman söylerdim sana, yokluğunun sessizliğinde boğulduğumu, gözlerinin ışıltısının aydınlatmadığı gecelerin karanlığından korktuğumu. Dans etmek için sana ihtiyacım olmadığını ama seninle dans etmek için hayallerimi feda etmeye hazır olduğumu anlamanı isterdim. Evet, sana ihtiyacım olmadığını söyledim; çünkü sen sevgilim, benim ilhamımsın.

One thought on “Renklerim”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *