Veda

Denizi izliyorum. Eskilere dalıp çıkıyor zihnim. Kalbimin ritmi dalgaları alaşağı ediyor. Seni düşünüyorum, Boğaz’ın ortasında kocaman bir girdap açılıyor. Gel, demene bakardı atlayıp dağılmam denizinde. Senin denizine gelmek için kıyımı gözü kapalı terk edebilirdim.

Seni ilk gördüğümdeki gibi, kalabalıkları yarıp girdin kalbime yıllardır. 18 yaşındaydım, güçlü bedenin ve solcu bıyığınla bana doğru ilerledin. Varlığın öyle güçlüydü ki, zamanın göreceliliğini daha o zaman, senin gözlerine bakarak donup kaldığımda anlamıştım. Çok yazık, meğerse arkamdaki araba hedefinmiş. Ah siz erkekler..

Senden vazgeçmek ne mümkün! Aradan geçen 10 yıl seni hayallerimden silememişti. Ta ki.. Ta ki, gözden uzak olan gelip de amansız değişimi yüzüne şaplatana dek. Seni.. Şimdiki halini gördüm.

Alnında beliren çizgilerde pişmanlık, kaz ayaklarında mutsuzluk ve bakımsız suratında boşvermişlik var. Gözlerine sevgiyi sordum. “Zamanında çok sevdik” diyiverdiler birden. Baktığım belki de hala sendin, 10 yıl sonra bile kendinden izlerin vardı gözlerinde, ama ne tutku ne de heyecan kalmış geriye.

Beni ise en çok yaralayan pişmanlığındı. Aşkımı bir bakışınla öksüz bıraktın. Geçmişte olmadığın biri olmaya zorlandığını söylemiştin. Sen sevdiğim adamı reddettin.

Orhan Veli’nin şiirini anımsıyorum: Eski Karım. Zihnimde yavaşça yitiyor satırları. Ve seni 10 yıl sonra sana bakarak unuttum.

One thought on “Veda”

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *