Acılı hislerin arabeski
Önünü alamıyorum. Hisler buluşup bir yakar top oynuyor, bense ortadaki ebeyim. Bir sağdan bir soldan vuruyorlar. Yıkılmadım, ayaktayım. Yedi tepeli kentin en yakın tepesini seçiyorum. İstanbul’a meydan okuyarak…
Read MoreÖnünü alamıyorum. Hisler buluşup bir yakar top oynuyor, bense ortadaki ebeyim. Bir sağdan bir soldan vuruyorlar. Yıkılmadım, ayaktayım. Yedi tepeli kentin en yakın tepesini seçiyorum. İstanbul’a meydan okuyarak…
Read MoreÖnce sizi alıp sünger bir tezgaha yatırıyoruz. Oda sıcaklığında çeşitli yerlerinize öpücükler kondurarak sizi yumuşatıyoruz. Ara ara huylandığınız bölgelere ufak dokunuşlarla sizi kıkırdadıp gevşetiyoruz (Dikkat! Eğer hamuru çok…
Read MoreYollar tıngır mıngır sallanır ikenBen bu satırları imla hatasız yazmaya çalışır iken.. Evet, evimin sokağına girdim. Siyah kuyruklu beyaz kedi sokak lambalarının altında pırıl pırıl. Sokağımızın bekçisi köpek,…
Read MoreMadrid’in merkezindeki parkta oturup gelen geçeni izliyordum. Ne kadar güzel hayat. Çocuklar güzel, el ele tutuşan sevgililer güzel. Sevgi güzel! Yakınlardaki çalılardan bir ses işittim. Bir adamın eliyle…
Read MoreBedenin kaçamak hareketlerle yaklaşmaya yelteniyor fakat bir türlü cesaretini toplayamıyor. Aklında kim bilir hangi flörtöz endişeler, iç hesaplaşmalar var. Bir süre koltuğun iki ucundan birbirimize bakıyoruz, gülümsüyoruz, konuşuyoruz….
Read MoreKalbimi kırıyorsun “Ne istiyorum?”. Ne kadar düşünürsem düşüneyim
sana yanıtlarım hep mutluluktan uzak. Gerçekler boğuyor zihnimi.
Bir rahat verin, beni mutlu edecek şeyi bulamıyorum.
Dünya tek yürek.. Bu sorunun yanıtını arıyor : Ne istiyorum? Küstahlar! Sanki istediğiniz her şeyi kendinize bahşedebilecekmişsiniz gibi, sanki ah bir bulsanız bu gizemin yanıtını onu gerçekleştirebilecekmişsiniz gibi…..
Read MoreNasıl yazmalı bu duyguları? Her gün, her gün düşünürüm. Önce sabah, ilk iş düşünürüm. Perdeyi aralayıp güneşin selamını gözlerimi kırpıştırarak yanıtladıktan sonra ikinci posta, bir daha düşünürüm. Hazırlanıp…
Read MoreSonbahar yaprakları dökülüyor kucağıma. Birden bire saçlarını okşuyorum.
Read MoreMeyvelerle, karanfillerle aynı tencereye konmuş kırmızı şarap gibi hissediyorum yanında. Çekingenliğim ufak bir dokunuşla alkol gibi buharlaşıp kaçıyor, geriye yumuşak ve tanıdık bir tat kalıyor dudaklarında benden geriye….
Read MoreAdımları ardı sıra birbirini izlerken titreyen bir eli cebindeydi. Diğerini sormayın. Sıkıca kavrayışı hayra alamet değildi çünkü. Sanki kıskıvrak tutulan kendisiymiş de, sanki birazdan her şeyi başlatacak başrol…
Read MoreGözleri pörtlek pörtlek olmuştu. Onu görenler önceki gece partide içkiyi fazla kaçırdığını düşünebilirdi. İşin aslıysa, ağzına iki duble rakıdan başka bir şey sürmez ki zil zurna sarhoş olsun!…
Read MorePenceremi açtım. İçeri girip zorla oyun oynamaya çalışan yavru bir kedi gibi döküldü sonbahar yaprakları. Kimisi dönüşümünün başında ve hala taşıyor yeşilini gururla, kimisi gün batımıyla yarıştırıyor nar…
Read MoreSevgiliye, Son zamanlarda seni öyle çok, öyle çok seviyorum ki seni düşünmek akşam üstü vapurda boğazı aşındırmak gibi.. Hafif ürperten rüzgara daha da eğilmek, denize düşen parıltısı gözleri…
Read MoreUmutsuzlukların kol kola halaya durduğu bir yere dönüşmüştü memleketi. Evrenin sırrına nail olunmaz velhasıl memleketin sırrı hiç mi hiç çözülemez. Önceleri memleketin neresi diye sorduklarında, annesinin ve babasının…
Read More