Koşuyorum..
Bu adımlar bana ait değil.
Ben sadece yolunu arayan birisiyim. Yaya ışığının yeşil yandığı kavşaklarda dolanan, çatallaşan yollarda kendini arayan birisiyim. Yavaş davranamam. Yavaşlık beni öldürür. Aceleyi ben yarattım, alalaceleyi ise siz. Ben sadece hızlıydım, sizse benim hızımla yetinemediniz. Size.. Size yetişmeye çalışıyorum.
Bu rüzgarı ben yaratmadım. Ben sadece sizin rüzgarınızda yalpalıyorum. Size ait adımlarım birbirine dolanıyor. Can hıraş koşuyorum. Durursam yutar beni rüzgarınız. Kendimi arıyorum rüzgarınızla yarışırken. Bir ayağım yolun bir tarafından, diğeri diğer tarafından birbirine elveda diyor. İkiye bölünüyorum.

Ben gördüğünüz kişi değilim. Beni bölerken siz dağıttınız parçalarımı. Kah sevgili kah düşman yarattınız benden. Bazılarınız esmer tenimi aldı, diğerleriniz çatlak dudaklarımı. Bazılarınız şefkatli kalbimi üstlendi, diğerleriniz hiddetimden beslendi.
Beni sizin güzelliğiniz çirkinleştirecek. Koşuyorum, güzelliğinizden kaçıyorum. Kendimi arıyorum vitrinlerde.. Yüzsüz mankenler kimliksiz. Kendimi arıyorum kalplerinizde.. Yüzsüz mankenler sevgisiz. Sizden saklanıyorum.
Ardına gizlendiğim bu perdeyi ben yaratmadım. Ben sadece sizin parlak ve yakıcı algınızdan korunuyorum. Size ait benden kaçıyorum koşarak. Bir benliğim yolun bir tarafından, diğeri diğer tarafından birbirine bakıyor hüzünle. Koşuyorum, güzelliğinizden kaçıyorum. Kendi güzelliğim nerede? Mankensiz vitrinlerin camında kendi yansımamı görebilecek miyim?
Can hıraş koşuyorum. Çatallaşan yollarda izimi kaybettirebilecek miyim?
Bu rüzgarı ben yaratmadım. Ilık bahar meltemi koltuk altlarıma doluyor. Kendimi arıyorum kalbimde.
Ben gördüğünüz kişi değilin. Beni göremeyen sizdiniz, beni benden gizleyen de.
Kimliksiz kaldırımlarda düşürdüğüm şefkatli kalbim hiddetle kaldırabilecek mi üzerimdeki perdeyi ve tanışabilecek mi çatlamış dudaklarımın süslediği esmer tenimle?
Bu rüzgarı ben yaratmadım. Ben sadece Alaaddinin’in halısında seyahatime çıktım.
Akış/ Flux Sergisinin etkisiyle.. Şubat 2020, İstanbul